30 Ekim 2012 Salı

Eyvah, kazalar!

3-4 yaş arası çocukların özelliklerinden bahsedebilir misiniz?
Bu yaş çocuğunun özelliklerini birkaç bölümde açıklamak uygun olur: psikososyal gelişimi, hareket/beden gelişimi ve bilişsel gelişim. 3 yaşından itibaren çocuklar tuvalet eğitimini de aldıktan sonra kendi kendine daha çok hareket etmeye ve ufak arkadaşlıklar kurmaya başlar. Her ne kadar bir araya gelen iki çocuk ortak bir oyun oynamasa da en azından aynı anda oynamaya başlamışlardır. 4 yaşa doğru ise çocuklar beraber oynamayı ve oyunu paylaşmayı öğrenirler. İnatlaşma ve tutturma davranışı da yine özellikle 3 yaşa ait tipik bir durumdur. 4 yaştan itibaren bu davranışın azaldığı görülür. Hareket ve beden gelişiminde ise çocuk iki ayağıyla belli mesafeleri atlamaya, top oynamaya, üç tekerlekli bisiklete binebilir durumdadır. Tırmanma, zıplama hareketleri de 3-4 yaş çocuklarında sıklıkla görülür. Ayrıca bu yaş çocuklar merdivenleri de yardımsız inebilir ve çıkabilirler. Bilişsel gelişim açısında bakıldığında ise 3-4 yaşındaki çocuklar 10’a kadar sayabilir, renkleri öğrenebilir ve kalem kullanarak yuvarlak, üçgen, kare gibi temel şekilleri çizebilirler. Kendilerini ifade etmeleri de gelişmiştir. Duygularını tanımlayabilir, 4-5 cümlelik hikayeler anlatabilirler.

Bu dönemdeki çocukların facialarla karşılaşma riski nedir?
Bu dönemdeki çocukların kendi başlarına hareket etme kabiliyetleri arttığı için özellikle düşme gibi fiziksel aktiviteye dayalı kazalar geçirmeleri olasıdır. O yaşa kadar parka gidildiğinde mutlaka başında bekleyerek kontrol altında tutulan çocuk artık sadece gözle takip edilmeye başlar ve anne-babayla çocuk arasına tehlike durumunda müdahaleyi önleyecek bir mesafe girer. Örneğin 3-4 yaş çocuğunu bir arkadaşıyla beraber oynamaya bahçede yalnız bırakabilir uzaktan onları takip edebilirsiniz. Bu da bazen anne-babaların önleyemediği ufak kazalara yol açabilir. Bu dönem çocuklarında kaza olmasın diye önlemektense olaydan sonraki ağlamalarına çözüm aradığımız durumların sayısının artması beklendik bir durumdur.

3-4 yaş arası çocuklar özellikle ne gibi tehlikelere karşı bilinçsiz olurlar?
Serbest hareket kabiliyetleri arttığından dolayı 3-4 yaş çocukların sıklıkla fiziksel yaralanmalar geçirdiği görülür. Bu yaş çocuklar tehlikeye karşı gözü pektirler. Yaşanan kazalar veya sıyrıklar her ne kadar “öpelim geçsin” sözleriyle atlatılıyor olsa da 3-4 yaş çocuklarında bazı durumlar ciddi sonuçlara yol açabilecek cinstendir. Bisiklete binerken, kaykay kaymaya yeltenirken, özellikle yaz aylarında havuz/denizde zaman geçirirken, bahçede-parkta oynarken veya kendi başlarına yemek yerken birtakım tehlikelerle karşı karşıya kalabilirler.



Anne – babalar ne gibi önlemler almalı ve nelere dikkat etmelidirler?
Öncelikle, her ne kadar bu  yaş dönemindeki çocuklar bazı tehlikelere açık olsalar da anne ve babalar çocuklarını korumak adına onları çevreleyen ve adeta hareket etmelerini engelleyecek cinsten bir koruma duvarı örmekten kaçınmalıdırlar. Çünkü bu tarz aşırı korumacı tavır çocukların tehlikeyi öğrenmelerini de geciktirir. Alınacak önlemlerin en önemli tarafı çocuğun kendine veya bir başkasına ağır bir hasar vermesini önlemektir. Örneğin freni çalışmayan bir bisiklete bindirmemek, koruyucu kaksını taktırmadan scooter kullandırmamak gibi temel önlemler alınmalıdır. Özellikle havuzda ve bisiklette çocukların mümkün olduğunca birbirlerine belli bir mesafede tutulmaları önemlidir. Yemek yerken olabilecek kazaları önlemek içinse çocuğun yemeğini ufak parçalara bölmek, kılçık ve kemikleri ayıklamak önemlidir.

Çocuğu tehlikelere karşı nasıl uyarmalı ve yönlendirmeliyiz?
Bilinmelidir ki çocuğu tehlikelere karşı korumak tehlikeleri onun adına ortadan kaldırmak manasına gelmez. Bunu yapan anne-babalar çocuğun tehlikeyi tanımasını engeller. Ufak kazalar atlatmaları deneysel öğrenme özelliği taşır ve yaşantısal örnekler çocuğun kendi kendine tehlikeden uzak durmayı öğrenmesine katkı sağlar. Ufak hareket alanları bırakmanın yanı sıra, tehlikelerin neler olabileceği hakkında çocuk önceden bilgilendirilmelidir. Ayrıca kesinlikle yapmaması gereken şeyleri de tekrar tekrar hatırlatmak çocuğu tehlikeden uzak tutacaktır. Örneğin balkondayken demirlere tırmanmanın, bıçakla oynamanın, havuza simit veya kolluksuz girmemesinin kesinlikle yasak olduğu belirtilmelidir.

Bu konuda anne-babalara önerileriniz nelerdir?
Tehlikeyi çocuğa öğretmenin en önemli etkenlerinden biri çocuğun “kural” tanıyor olmasıdır. Çünkü çocuğu tehlikeden korumak için ona bazı şeylerin “yasak” olduğu öğretilmelidir. Örneğin uyuması gereken saatin kuralı, evde yapılması gereken bir davranışın kuralı gibi günlük hayatta kuralları olan çocukları tehlikelere karşı korumak da daha kolay olacaktır. Bu nedenle anne-babalar çocuklarına kural koymakta ve “yapılabilir” – “yapılamaz”lar oluşturmakta çekinmemelidir.
Bir diğer nokta ise tehlikelere karşı korumak adına onları cam kavanozda yetiştirmemeleri gerektiğidir. Problem çözme becerisi ve sosyal muhakeme gelişimi adına çocuğun bazı zor durumlarla karşılaşması da öğretici olacaktır. Unutmayın ki onları hayatlarının sonuna kadar koruyamazsınız…

Not: Bu yazım Mayıs 2011 tarihinde "Bebeğim ve Biz" dergisinde yayınlanmıştır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız için teşekkür ederim.
Cemre Soysal