13 Mart 2014 Perşembe

Berkin'e.. Hoşçakal Çocuk..

Salı sabahı gözümü açtığımda Haziran'ın başından beri yaptığım gibi yine telefonu aldım elime. Malum su uyurdu, düşman uyumazdı. Gece neler olup bittiğini öğrenmek gerekirdi. Açtım Twitter'ı. Bir anda arka arkaya tüm harfler, tüm sözcükler Berkin'di.. Ellerim tittredi, kalbim hızlandı. Gözümü onun yokluğuna açmış olmamalıydım bu sabah. Biz uyandıysak o da uyanacaktı elbet. Geç olacaktı, zor olacaktı ama uyanacaktı.

Olmadı. Uyanamadı kaşlarında kuş kanadı saklı esmer çocuk..

Başına gaz fişeğinin isabet ettiğini öğrendiğimiz ilk günden beri hiç unutmadık biz seni. Vicdanı olan kim görmezden gelebilirdi ki 14 yaşında yoğun bakıma düşmüş bir çocuğu? Öğrendik ki ekmek almaya gitmiştin. Hem de annenin hızlı koşamayacağını düşünüp de kendin gitmek istemiştin. Kaçarım ben demiştin bir de. Esmer delikanlılığına da o yakışırdı.

Baban Sami Elvan anlattı. Berkin yürümeyi sevmezdi hep koşardı dedi. Ah çocuk, bilmez miyim senin gibi yerinde duramayan çocukları! İçlerinden gelen bitmek bilmeyen o hareket etme enerjisiyle nasıl da fırlayıverirler oldukları yerden. Ne bilelim, yoruldun koşmaktan da dinleniyorsun sandık.
Mert Tugen, Berkin Elvan için çizmişti...
Gaz fişeğinde yaşayan çocuk...

Seni beklerken hep umut ettik. Okul açılırken uyanmadı ama sonbahara döner dedik arkadaşlarının yanına. Kışı bekliyor, karla uyanacak dedik. Doğum gününde ha gayret belki de gün bugündür dedik. En sonunda cemreler bile düşürdük senin için, koşa oynaya bir bahar yaşayasın diye sokaklarda.

Olmadı. Uyanamadı kaşlarında kuş kanadı saklı esmer çocuk..

Seni uyandıramadık Berkin. Ama senin adını her yere yazdık. Okul kantinlerine, Avrupa'nın başkentlerine, gazetelerin manşetlerine, küçük çocukların uçurtmalarına.. Uçururken yüzünde güller açtıran uçurtmalara.. En derin kazılarla da vicdanımıza yazdık senin adını Berkin, bilesin. Senin o güler yüzüne her baktığımızda kötülüğün, hırsın, güç saplantısının ne büyük zararlar vereceğini hatırlayalım diye. 14 yaşındaki bir çocuğun ekmek almaya çıkıp, 269 gün sonra mezara girdiğini hiç ama hiç unutmayalım diye.

Babanı tanıdık Berkin, anneni tanıdık.. Hepsi ne güzel insanlar. Sen ne güzel çocukmuşsun Berkin..

Milyonlarla uğurladık seni. Meydanlardaki insanları akraba ettin birbirine. Aynı hüznü paylaşıp aynı taziyeleri sunduk birbirimize. Sen, halka kendi iradesiyle ulusal yas ilan ettirtecek kadar içten gülmüştün. Esas sağlamlık buydu işte.

Kemal Gökhan çizmiş.. Bir kuş masalı..


Kuş kadar kalmış bedenine kara kaşların kanat olsun güzel çocuk.. Kötülüğün olmadığı yere uç.. Gökyüzündeki her uçurtma yol arkadaşın olsun..
Sen vicdanın bizim yüreğimizdeki en ağır yüküsün. Hayatını senden çalanlara bunu hatırlatmaktan hiç usanmayacağız.

Hoşçakal çocuk, hoşçakal..




5 Mart 2014 Çarşamba

Çocuklara Paylaşmayı Öğretmek

Birçok aile sık sık sorar: "Çocuğumuza iyiliği, yardımlaşmayı, paylaşmayı nasıl öğreteceğiz?"
Diğer konularda olduğu gibi paylaşmayı öğretme konusunda da esas belirleyici etkin çocukların duydukları değil, gördükleri ve yaptıklarıdır.

Yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu, eşyalarını paylaşması gerektiğini söylemeniz çocuğunuzun bunu öğrenmesine yeterli olmayabilir. Sizin de bir bağış kurumuna yardımda bulunduğunuzu görmeli, paylaştığınıza şahit olmalıdır.

İşte bu "yaparak öğrenme" ve sosyal sorumluluk bilincini aşılama bağlamında Kadıköy Belediyesi'nin önemli bir paylaşım noktası bulunuyor. Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nın için oldukça büyük bir kutu var. İki ayrı girişi var; biri kitap, diğeri oyuncak için. Çocuğunuz okuduğu kitabı, oynadığı oyuncağı başkalarıyla paylaşmasını öğretmek için önemli bir fırsat.

Adını da koymuşlar: Paylaşım Noktası

İsterseniz hediye paketi yapıp atma şansınız da var. Ben bu paylaşım noktasını yeğenim Yasemin (5) ile gördüm. Bu büyük kutunun amacının ne olduğunu anlattım ona. Etkisi inanılmazdı: eve geldiğimizde ufak oyuncaklarından bir paket yapmıştı ve "Bunları diğer çocuklar için hazırladım" diye mutlulukla gösteriyordu.

Kadıköy Belediyesi'ne de teşekkür etmek gerekiyor. Tek merak ettiğim konu toplanan kitap ve oyuncakların hangi çocuklara ulaştırıldığı konusu oldu. Umarım ihtiyaç sahibi çocuklara ulaştırıması konusunda sıkıntı yaşanmıyordur.

Siz çocuğunuza paylaşmayı ve iyiliği öğretirken aynı zamanda başka çocukların hayatına da dokunabilme imkanınız var.. Lütfen bu imkanınızı kullanın..

Sevgiler
Cemre Soysal