8 Nisan 2013 Pazartesi

Sorumluluk ve Seçim

Hayatımızın birçok alanında kontrolün ne kadar bizde, ne kadar dışarıda olduğunu düşünür dururuz. Kaderci bir toplumun bireyleri olarak ağzımıza yerleşmiş sözcük kalıplarımız da vardır elbet. "Allah izin verirse, kaderinde bunu da görmek varmış" gibi. Bunları her ne kadar farkında olmadan kulanıyorsak da hayatımızda olan biten olaylarda seçimlerimizin öneminin farkına varmak ve bu sorumluluğu üstlenmek varoluşsal açıdan önem taşır.

Yaşamımızdaki nihai sonuçlar çoğunlukla önemli ve uzun süreçlerin sonundaki ürünlerdir. Bu ürüne ulaşana kadar karşımıza birçok yol ve seçim olasılığı çıkar. Bunların arasından verdiğimiz kararlar da bizim sonuç dediğimiz noktayı etkiler. Sonuç, yaşanılan süreçten ne kadar bağımsız tutulursa alınan sorumluluk da o kadar az olur ve nedenler dışarıya atfedilir. Örneğin, öğretmen bir ödev veriyor ve bu ödev 3 ayrı basamaktan oluşuyor. Öğrenci bu üç basamakta da yapması gerekenleri yapmıyor, sürekli erteliyor. Teslim günü geldiğinde ise yarım yamalak bir şeyler hazırlayıp sunuyor. Sonuç: Öğrenci düşük not alıyor. Öğrencinin yorumu: Kıt notlu hoca düşük not vermiş!

Peki bu sonuca gelene kadarki süreçte öğrencinin seçimleri? Sorumlulukları?

Hayat, doğduğumuz anda bize sunulan bir yazgı değildir. Dünyaya gelmiş olmaktan ibaret birer canlıyız. Bu gelişten sonra her yaptığımız, bizim seçimlerimizin tuğlalarıdır. Bu tuğlaları birleştirerek yaşamımızın binasını inşa etmek de bizlerin elindedir.

Harekete geçmeyi zihnen baltalayan en önemli engellerden biri de bu seçenekliliğimizin farkında olmayışımızdır. Sanki yaptığımız iş, yaşadığımız yer, birlikte olduğumuz insanlar bizim kaderimizmiş gibi davranırız bazen. Aslına bakarsanız daha kolaydır böylesi.. "Ne yapalım, benim de böyle yaşamam gerekiyormuş.." der ve işin içinden sıyrılabiliriz. Nedenleri ve sorumluluğu kendimizden atıveririz hemen! Kendinize dürüst olun ve "ben neleri seçtim" sorusunu sormaya cesaret edin..

Sizler seçeneklilik ve sorumluluk hakkında adımlar attıkça, çocuğunuz da bunun farkına varacaktır. Böylece kendi varoluşunu anlamlı kılacak seçimler yapacak ve bu seçimlerinin sorumluluğunu alacaktır.

Unutmayın, hayat satranca benzer. Tahtanın başına oturduğunda herkes eşittir;  oyunun içindeki farkı, oyuncuların hamle seçimleri belirler..

Sevgiler
Cemre Soysal