26 Şubat 2013 Salı

Akran Zorbalığı Eğitimi

13 Mart Çarşamba günü Akran Zorbalığı başlıklı bir eğitimim olacak. Konuyla ilgisi olanlarla paylaşırsanız çok sevinirim..

Sevgiler
Cemre Soysal


21 Şubat 2013 Perşembe

0 - 2 Yaş Çocuklar

Çok sevdiğim bir arkadaşımın Twitter'daki mesajını okudum bugün. Çok haklı olarak yazılan, anlatılan, sunulan bunca alternatif arasında kafası karışmış, bir nevi çocuğum için bir şeyleri eksik veya yalış yapıyor olabilir miyim kaygısı yaşıyor.

Yazılarımda sıklıkla belirtmeye çalıştığım bir konu var: Mevcut düzen siz anne-babalara çocuklarınız için sürekli bir şey yapma, onlara bir şeyler verme zorunluluğunuz üzerinde duruyor. Halbuki aşırı vericilik konusunda benim ciddi çekincelerim var. Öncelikle içinizi rahatlatmalısınız ki çocukların beklediği, sizin onlara sınırsız ve eksiksiz birer "sunucu/verici/sağlayıcı" olmanız değil.

Özellikle 0-2 yaş dönemini çocukla annenin, çocukla babanın tanışma ve bundan sonraki hayatlarının nasıl geçeceği hakkında temeller attıkları bir dönemdir. Bu dönemi mümkün olduğunca güven içinde, öngörülebilir koşullarla geçirmek çocuğunuzu geleceğe en iyi ve donanımlı hazırlama şeklidir. Hayatı nihayetinde bir balık tutma macerası olarak görürsek 0-2 yaş dönemi çocuğunuzla oltanın malzemelerini araştırdığınız dönemdir. Bu dönemde malzemelerinizi iyi seçerseniz ileride yapacağınız oltanın kalitesi, kalitesine bağlı olarak tutacağı balıkların lezzeti de o denli tatmin edici olur. Elbette balığı tutup ona vermeyi aklınızdan bile geçirmediğinizi varsayıyorum :))


Bu dönem çocuğun hayatı ve çevresini tanıdığı dönemdir. Tanışma araçları ise duyuları, dolayısıyla duyu organlarıdır. Ona yeni bir şeyler öğretirken beş duyuyu mümkün olduğunca etkin kullanmanız önemlidir. Son dönemde faydalarından farklı mecralarda sıklıkla bahsedilen oyun gruplarının esas hedefi de duyuları harekete geçirerek çocuğunuzun zihinsel gelişimini arttırmaktır. Öğrenmenin önemli ögelerinden biri olan algının gelişmesini hedefleyen bu çalışmalar, çocuklarınıızın 0-2 yaş döneminde yaşantısal deneyimler kazanmasını sağlar.

Esas nokta şu ki, çocuğunuzun algısını desteklemek, zihinsel gelişimini arttırmak için oyun grupları şart mıdır? Oyun grupları çocukların haftanın belli günlerinde, belli bir saat diliminde dahil oldukları etkinlerdir. Oradan gerçek anlamda faydalanabilmek için ev içi yaşantınızda da çocuğun zihinsel gelişimini arttıracak bir ebeveynlik tutumu içinde olmanız şarttır. Bu nedenle onu oyun grubuna götürüp götürmemeyi düşünmeden önce size birkaç önerim olacak. Bunları yapmaya başlayarak algısını desteklemeye hemen şimdi başlayabilirsiniz:

  • Oturabilir hale geldikten itibaren suyun içinde oturtup suyla oynamasına izin verin.
  • Çocuğun farklı lezzetleri tatması önemlidir. Örneğin ufak parça limon verip ekşi tadını almasına izin verebilirsiniz.
  • Emekleme döneminde yürümesi için ısrarcı olmayın. unutmayın hiçbir insan hayatının sonuna kadar emeklemez. Emeklerken yaşadığı ufak zorlukları kendi başına aşması için sabırlı olun, hemen müdahale etmeyin
  • Büyük şekillerin, gerçek resimlerin olduğu kitaplar hep etrafınızda olsun
  • Sehpaya ayaklarınızı uzatın o altından geçmeye çalışsın.
  • Sert, yumuşak, tüylü, kaygan, sivri..gibi farklı yüzeylere ellemesini sağlayın.
  • Farklı çiçekler alıp koklamasına izin verin. Veya yemek yerken "hmmm mis gibi kokuyor" diyerek yemeğin tadıyla kokusu arasında ilişki kurmasına vesile olun.
  • Bastığınızda farklı sesler çıkartan kitapları birlikte okuyun.
  • Farklı müzik türlerine kulağının aşina olmasını sağlayın. Klasik müzik de dinleyin, rock da..
  • Çay bardağınız henüz soğumadan ellemesine izin verin ve o bardağa ellerken "sıcak" diyin veya buzdolabının kapağını açıp "soğuk" diyin.
Şimdilik size 10 tane öneri verdim. Siz de hayalgücünüz ve yaratıcılığınızın sınırında seçenek geliştirebilirsiniz!

Sevgiler
Cemre Soysal


11 Şubat 2013 Pazartesi

Start verildi, koşu başladı!

15 günlük yarı yıl tatilinden sonra bugün çocuklar okullarına, anneler de eski düzenlerine kavuştular. Konuştuğum birçok anne sömestr tatilinde çok yorulduklarını, her an çocukları meşgul edecek bir etkinlik bulmaya çalışmaktan helak olduklarını anlatıyor. Sezar'ın hakkı Sezar'a.. kolay iş değil yaptığınız...

Bugün birçoğu istemeyerek okula gitti, can havliyle de kendini eve atacak muhtemelen. Öncelikle onların bu durumunu biraz anlayışla karşılamanızı tavsiye ediyorum. Her pazartesi "offf işe gitmesem" diye uyandığınızı unutmayın!

Tabi ikinci dönemin başlamasıyla başlığımın da hayata geçmesi biraz eş zamanlı olacak gibi duruyor. Özellikle sınava hazırlanan bir çocuğunuz varsa temponuz bahara doğru iyice artacak. Deneme sınavları daha belirleyici olacak, puanlar daha gerçekçi öngörüler yaptıracak..
Sınava hazırlanan bir çocuğunuz yoksa bile alınan kırık notların telafisi git gide daha gerginlik yaratacak, "artık bu sınav son şansın!" demeye başlayacaksınız.

Tablo biraz iç karartıcı gözüküyor sanki. İşte tam da bu yüzden yazdım bu kadar arka arkaya.. Düşünün ki okurken bile bir kara bulut geldi yerleştiyse üstünüze, tüm bunları yaşarken kim bilir fiziken ve ruhen ne kadar yıpratacaksınız kendinizi.
Doğru zaman planlamanız ve iyi hazırlanmış bir hedefiniz varsa tüm bunları kendinizi ve çocuğunuzu yıpratmadan atlatmanız mümkün.
Hemen bu hafta çocuğunuzla beraber bu dönemin planını çıkartın. Nelerin yapılması planlanıyor, bunun için gerekli olanlar vs..
Böylelikle hem çocuğunuza plan-program yapmayı öğretirsiniz hem de olası gerginlikleri önceden kontrol altına almış olursunuz.

Çocuklara ve sizlere hedeflerinizi gerçekleştireceğiniz bir dönem dilerim

Sevgiler
Cemre Soysal

4 Şubat 2013 Pazartesi

Sizinle Uyuyabilir Miyim?

Kendi çocukluğunuzu düşünün bir an için.. Ne güzeldir öyle süzüle süzüle anne babanın odasına girip sıcacık yatağın içinde bir de onların sevgilerinin sıcaklığıyla uykuya devam etmek..

Son zamanlarda seanslarda ve arkadaş sohbetlerinde en sık sorulan sorulardan bir tanesi çocukların kaç yaşına kadar anne babayla yatması gerektiği, kendi yataklarına nasıl alıştırılacağı konusu.. O nedenle biraz bu konuyu işleyelim diye düşündüm.

İlk dönem bebeklikte anneler hem emzirdikleri için hem de uykunun arasında çocuğa müdahale etmek daha kolay olduğu için yanlarında yatırmayı tercih ediyorlar. Yanlarında derken elbette farklı bir yatak ama aynı odadan bahsediyorum. Çocuğu kendi yatağınızdan ne kadar erken çıkartırsanız o kadar iyi!
İlerleyen dönemlerde belli bir süre kendi yatağında yatırmayı deneyip sonrasında "Bir hastalandı her şey tersine döndü!" vukuatıyla ne yazık ki çocuklar anne babanın yatağına geri dönüyorlar.

Çocuğunuzun kendi yatağında yatması önemlidir. Kendinizden ayırdığınız, ona özerk bir alan bıraktığınız yer olarak da düşünebilirsiniz yatağı.

Burada en büyük hata anne babaların tutarsız ve kararsız tutumlarında ortaya çıkıyor. Örneğin birçok ebeveyn çalıştıkları için gün içinde çocuklarını göremediklerini bu nedenle hiç değilse akşam ona sarılarak uyumak için onu yanlarına aldıklarını söylüyorlar. Halbuki nasıl ki uykudayken yemek yiyemezsek uykudayken de ruhsal açlığımızı bastırmamız o denli zordur. Çocuğunuzla yeteri kadar vakit geçiremediğinizi düşünüyorsanız onu yatağınıza almak yerine yatmadan önce biraz daha fazla vakit geçirebilirsiniz.

Resim www.ouest-france.fr 'den alıntılanmıştır.

Ona artık yatağında yatması gerektiğini çünkü yatağında yatacak kadar büyüdüğünü, bu yatağın sadece anne ve babasına ait olduğunu da anlatabilirsiniz. İlk denemelerde mutlaka motivasyon arttırıcı ödüllendirmeleri tavsiye ediyorum. Örneğin:
Yatağında uyuyup uyandığın her sabah odandaki bu tabloya bir gülen yüz çizeceğiz, bunlar tam 7 tane olduğunda seninle en sevdiğin kurabiyeyi pişireceğiz.
Çocuğunuz ilk günlerde özellikle gece süresince yapacağı sürpriz (!) ziyaretlerle sizin bu konudaki ciddiyetinizi tartacaktır. Bu anlarda, sakin ve kararlı bir şekilde ona yatağına gidene kadar eşlik edebilirisiniz.
Bazı durumlarda ise kendi yatağında yatmak istemediğini çünkü yatağında yatmaktan korktuğunu söyleyebilir. O zaman, korkusunun azalması için neye ihtiyacı olduğunu sorun. Belki yanında çok sevdiği yastığı olursa her şey bir anda çözülür! Şayet korkuları devam ediyorsa, bunun bir şımarıklık olduğunu düşünmeyin ve mutlaka bir uzmandan yardım alın. Çünkü çocukların korkuları önemsenmelidir.

Yapabileceğiniz bir diğer motivasyon kaynağı ise onun çok istediği bir nevresim takımını almak olabilir. Çok sevdiği Örümcek Adam'a ya da Pamuk Prenses'e başını yaslamak hiç fena fikir değil, ne dersiniz?

Şimdi, en önemli sırrı açıklıyorum: Bütün bunları yapmadan önce mutlaka anne-baba olarak siz aranızda konuşun ve karar verin. Gerçekten beraber yatmayı isteyen kim? Siz mi, çocuğunuz mu? Eğer samimi cevap verirseniz işiniz şimdiden kolaylaştı bile..

Haydi herkes kendi yatağına!

Sevgiler
Cemre Soysal